28 Jan2017
Eşlerinizi Gençlik Düşlerinizin Gölgesinde Bırakmayın!
Bir çok kişi yaşam hedefleri arasına evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı koyar. Kişi beklenen “eş” ortaya çıkana kadar, arzuladığı eşi ve evlilik hayatını kurgulayarak düşsel bir resim çizer. Nasıl bir adam veya nasıl bir kadın olmalı ile başlayıp, nasıl bir evde yaşanacağına, müstakbel eşin itaatkâr mı yoksa yönlendirici mi, ciddi ya da eğlenceli mi olacağına, sadakatten şaşmayacak gözü asla başkasını görmeyecek olmasına, hatta boyuna, kilosuna, saçına, gözüne kadar resmedilir. Süreçte kişi bu tablodan bir şeyleri çıkarıp yeni bir şeyler eklese bile, evlenilecek kişinin teşrifine kadar geçen sürede müstakbel eşin ne olup ne olmayacağı artık bellidir(!)
Ve gün olur beklenen “eş” gelir. Bazen seçilen kişinin, tam da beklendiği gibi biri olduğu su götürmez bir gerçektir (!) Bazen ise tam olarak o resme benzemez ama sanki andırıyordur, evet evet o dur (!) Bazen hiç benzememektedir, “Ama olsun evlenince dönüşür.”(!), denir.
Böylece çiftler, düğünde bir birlerinin yakasına 100 puan takarak, gökten düşen üç elmayı da davetlilere bırakıp törenden ayrılırlar.
Evlilikte hem erkek hem kadın, önceden çizdiği düşsel tabloya bakarak, tablodaki resme uymayan her durum davranış için verdiği 100 puandan düşmeye başlar ve puanlar bittiğinde de artık çiftler emindir yanlış kişiyle(!) evlendiğinden.
Oysa yaşanan tüm sorunlar, çoğu zaman kurgulanan değil, gerçek olan eş ile başlayan aynı evde yaşama sürecinde oluşabilecek doğal bazı sorunları çözme becerisi geliştirmemiş olmalarından kaynaklıdır.
Bazı çiftlerde bir aydınlanma olur ve ne yapmakta olduklarının farkına varırlar. Kendi kurguladıkları insanın değil de, canıyla kanıyla başka bir insanın kendilerine eş olduğunu anlarlar ve kurguladıkları insanı bırakıp evlendikleri insanı kabul etmeye başladıklarında iyi bir evlilik için de ilk adımı atmış olurlar.
Çiftler, doğal olarak yeni bir sistemde, yeni bir hayata alışma sürecinde güçlükler yaşarlar ve bunlara bağlı bazı problemlerle karşılaşırlar. Çiftler ancak problem çözme becerilerini geliştirdikçe bu durumun üstesinden gelebilirler.
Sorun çözme becerilerini geliştirmekte yeterli olamayan çiftler ise, biriktirdikleri sorunların içinde boğulmaya ve boğmaya mahkumdurlar.
Türkiye genelinde çift terapistlerinin sayısı istenilen düzeyde olmasa bile İstanbul’da çok sayıda çift terapisti, aile terapisti, aile danışmanı hizmet vermektedir.
Evlenmek üzere yola çıkmış tüm gençlerin ve sorunlarını çözmekte zorlanan bütün çiftlerin, çift terapisi uzmanlarından destek alması mutlu, huzurlu bir ilişki için kendilerine bir şans vermeleri önemlidir.
Unutmamalı, mutsuz ilişki ve mutsuz evlilik, bireylerin ruhsal ve fiziksel iyilik hallerini ciddi şekilde tehdit eder.
Mutluluk ve huzur dolu bir hayata…
Uzm. Psk. Nimet Temizkan
Trackback from your site.